I participated DOGAY (International Contest of Scene Hunt in Nature) that was held for the 21st time between 17-20 May in Akçakoca. This prestigious event also includes several social responsibility projects. Each year since 2008, I am trying to be a part of this great experience. Photography has always been a reflection of my aesthetic endeavors.
This year, around 170 photographers from different parts of the world hunted scenes in this beautiful northwest Black Sea part in Turkey and shot thousands of photos. More than 2700 photos in five categories have been submitted to the contest. In this fierce competition, I received some awards as below. Yet the best thing was that great experience itself.
- GPU Mention award in Landscape category
- Exhibition award in Landscape category
- Exhibition award in Local Life category
- Exhibition award in Nature category
18 Ekim 2014, Cumartesi: Doğu Karadeniz gezisi, saat 18:00’de Ankara tren garından kalkan Doğu Ekspresi treni ile başladı.
19 Ekim 2014, Pazar: Tren yolculuğu, 24 saat sonra Kars’ta sona erdi. Eski bir Rus binasının tadilatı ile butik bir otele donüştürülmüş olan ancak müşteri hizmeti konusunda butik olma mantığından uzak Kars otelde konakladık. Akşam yemeği için Kazevi’nde kaz etinin tadına baktık.
20 Ekim 2014, Pazartesi: Kahvaltının ardından, Artvin’den kiraladığımız 4×4 aracımızı Kars’ta teslim aldıktan sonra, Şavsat ve Ardahan üzerinden Artvin/Macahel bölgesine olan yolculuğumuz başladı. Akşam saatlerinde Borçka üzerinden ulaştığımız Macahel vadisinde bulunan Camili köyüne ulaştık. TEMA vakfının Camili köyündeki tesislerinin sezon sonu yapmış olmasından dolayı Efeler köyündeki Dedaena pansiyonda konakladık.
21 Ekim 2014, Salı: Sabah erkenden aldığımız kahvaltının ardından, tekrar Camili köyü üzerinden Maral şelalesine doğru yola çıktık. İki gün önce şiddetli yağan yağmurun bozduğu yolları aştıktan sonra, yaklaşık 1km lik yürüyüşün ardından güçlükle de olsa şelaleyi buluyoruz. Şelalenin döküldüğü noktaya ulaşmak için yaklaşık 80 m dik bir iniş gerçekleştirdik. Ancak karşılaştığımız tablo herşeye bedeldi.
Maral şelalesinin ardından Borçka yolu üzerinde bulunan Karagöl’e doğru yola çıkıyoruz. Öğleden sonra vardığımız Karagöl’de; önceden yağan kar nedeniyle, renkli yaprak mozağini arzu ettiğimiz seviyede bulamasakta, gölün etrafındaki yürüyüş oldukça keyifliydi.
Karagöl sonrasında ertesi gün erişmeyi planladığımız Mençuna bölgesi öncesi kalacağımız Arhavi’deki Ezmoce köyevi’ne doğru yola çıkıyoruz. Oldukça keyifli karşılandığımız Ezmoce’de, yaylalar bölgesindeki kar yağışı nedeniyle planladığımızdan 1 gün fazla kalmaya karar veriyoruz.
22 Ekim 2014, Çarşamba: Odun ateşinin ısıttığı salondaki kahvaltı sonrası Mençuna bölgesine hareket ediyoruz. Yoğun yağan yağmurdan oluşan selin yarattığı heyelan sonrası, yol çalışmaları nedeniyle güçlükle eriştiğimiz Mençuna bölgesinde Çifte Köpruler ve Mençuna Şelalesini ziyaret ediyoruz.
23 Ekim 2014, Perşembe: Yine Ezmoce’de hamsili pilav, mıhlama ve kuzinede pişmiş kestane ile geçen keyfli akşam yemeği sonrası sabah, yaylalar bölgesine hareket ediyoruz. Karadeniz sahil yolu üzerinden Ardeşen’e ulaşıp, Çamlıhemşin’e ulaşıyoruz. Şenyuva köyündeki Çinçiva kahvesinde verdiğimiz çay molasında, yağan kar nedeniyle neredeyse tum yayla yollarına ulaşımın kesildiğini ögreniyoruz. Pokut ve Sal yaylalarına erişimin ise son 2-3 km’sine kadar mümkün olduğunu öğrenince, Pokut yaylasına erişme umuduyla harekete geçtik. Zorlu ve kaygan zeminde, aracımızın 4×4 olmasına rağmen son 4. km de yolda kalıyoruz. Neyseki Rize İl Özel İdare araçlarının önümüze düşerek yolu açması sonucunda Pokut ve Sal yaylalarına ulaşıyoruz.
Akşam üzeri tekrar Çinçiva kahvesine dönüp yediğimiz mıhlama sonrası, balkonunda Fırtına deresi manzarası ile kahvelerimizi içtik. Ardından Çatköy’e ulaşmak için yola çıkıyoruz. Kalan bir kaç hanesi ile bizi karşılayan Çatköy’de uçsuz bucaksız manzara bizi hayrete düşürüyor.
24 Ekim 2014, Cuma: Çinçiva kahvesi yakınlarında; fiziksel koşulları oldukça kötü ve bakımsız, ancak temiz yatak ve havluları olan Doğa pansiyonda kalıyoruz. Önceki akşam bizi karşılayan pansiyon sahibi İdris beyin sohbeti ve yardımcısı hanımın güzel lahana dolması ile keyfimiz yerine geliyor. Yine sabah tereyağlı sahanda yumurta ile yaptığımız kahvaltı sonrasında kiralık aracımızı teslim etmek üzere Artvin’e doğru yola çıkıyoruz. Aracı teslim etmeden önce, aracın dış kirliliğinin utancı ile aracın dışını yıkatıyoruz. Ardından tekrar başladığımız yere, Kars’a dönmek için otobüs ile Artvin otogarından yola çıkıyoruz. Akşam üzeri vardığımız Kars otele eşyalarımızı koyar koymaz, akşam yemeği için tekrar Kazevi’ne dönüyoruz.
25 Ekim 2014, Cumartesi: Sabah 07:00 de kalkacağını sandığımız ancak koştura koştura yetiştiğimiz Kars tren garına vardığımızda anladık ki Ankara dönüşü trenimiz 07:45’te kalkacakmış. 30 dakikalık beklemenin ardından perona yanaşan Doğu Ekspresi’ndeki kompartmanımızda yerimizi alıp, sabah uykumuza kaldığımız yerden devam ediyoruz.
26 Ekim 2014, Pazar: Yaklaşık 1 saatlik gecikme ile Ankara garına vardık.
SKF Türk 11. Fotoğraf Yarışmasının bu yıl konusu MÜZİSYENLER’di. Ekteki fotoğrafım sergileme ödülü aldı. Fotoğrafın tüm kadrajını görebilmek için…